7 Nisan 2012 Cumartesi

Kartaca Sahili





Kartaca Sahili 


Kartaca sahilinde yürüyen güzeldin bu gece 
Sen burada yürüyordun 
Tüm Roma karşıdan kıskanıyordu 
Ayakların yalın 
Bedenin yangın yeriydi 
Rüzgar kokunu getiriyordu 
Ben cinsiyetimi farkediyordum 
Gel! 
Gel de seni senle aldatma bakalım 
Gel! 
Gel; al da tatma bakalım 

... 

Tutunması zor bir zirveden yuvarlandım da geldim 
Yorgun bir geceden daha çıktı bedenim 
Başımdaki güneş gölge oldu sevdama 
Gümüş kavaklar büyüttüm tenimde 
Bin şefkat besledim, ateşten kinimde 
Ezberini bozdum çaldım teninden 

Gönül kafesimin telleri yoruldu 
Hüzünlerim ruhumdan yayıldı, gitti 
Hazana erdirdim kara alın yazımı 
Duyulanlar aşk feryatlarıydı 
Sebepsiz bir kavganın patırtısı değil 
Şiirle yanardı benim ocağım 
Ölüm de ölümlü aşklar anlamaz beni 
Belki sen de anlayamazsın Sebe 


Sen nereden bileceksin 
Şehrin kör olan gözlerini 
Gözyaşlarımla beslenen dudaklarımdan 
Gemileri yutan deryalar doğurdum bu gece 
Nasıl duyacaksın ki 
Baş eğmiş gönülsüzlerin feryadını 
Bütün dudaklarda kaynayan 
Palavra kazanlarının fokurdamasını 
Ölüm de ölümlü aşklar anlamaz beni 
Belki sen de anlayamazsın Sebe 


Bir savaştan geriye kalan 
Yıkılamamış bina gibiydi bedenim 
Beklediğim teni bu gece ellerimde kazmışım 
Ölüm fermanı okuyan namluları 
Bağrıma doğrultmuşlar 
Ben aldrımamış, yılmamış 
Omuz başlarından martılar yakalamışım 
Sevmiş, öpmüş salıvermişim 
Ben bu gece senin bağına 
İsteyerek, koşarak girivermişim 
Küskün dudaklarımı barıştırmışım teninle 
Ölüm de ölümlü aşklar anlamaz beni 
Belki sen de anlayamazsın Sebe 

Kartaca sahilinde yürüyen güzeldin bu gece 
Sessiz ayin gibiydi solukların 
Dilin lal olur susardı 
Öp beni diyen bakışların vardı 
Rüzgar kokunu getiriyordu 
Ben cinsiyetimi farkediyordum 
Gel! 
Gel de seni senle aldatma bakalım 
Gel! 
Gel; al da tatma bakalım 


Bekir Kale Ahıskalı 
Aralık 2010 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder