9 Nisan 2012 Pazartesi

Zafira Zindanı



Zafira zindan'ı*



Taş yastık 
Kader arkadaşı yorgan 
Kemikten sıyrılmış et 
Dünyaya zindan 
Bekaya davetli Hicaz Dilencisi 
Karnında sırma sırma açlık 
Üzerinde tek yırtık olmayan şey fukaralık 


Bir ucu yanık mendili andıran sevda 
Hasretini büyütmek sevgilinin 
Her solukta ayrılığı ma'slamak 
Hicaz'ın mehtabını bilmeden 
Güneşinde kavrulmak 
Sabahında dilenmek 
Akşamında ağlayarak dillenmek 
Bir resme poz verecek kadar dahi gülememek 



Seher Yeli 
Taş yastıklara başını vurmadan gelseydin bari 
Nereden geliyorsun böyle 
Neden bu kadar geciktin ki 



Ah Hicaz Dilencisi 
Bilmez misin sen Yusuf zulmün yetimidir 
Yüzünü görmek Züleyha'ya bile yetmemişken 
Bir düş yorumundan başka birşey bekleme 
Bırak Zafira ağırlasın Yusuf'u 
Sen içindeki ateşe bir ocak bul 
Dili bağlanmış Şeyda Bülbül'ün 
Bu hasret türküsünü söylemek bize düştü 



Seher Yeli 
Bak yine sabah olmak üzere 
Ellerin nerede 
Takvimimizden bir yaprak daha düşmeden 
Gözlerini okşayıp sevgilinin 
Öyle bir buse çalıp getir ki 
Bari buseye doysun bu dilenci 
Nasılsa kokusundan doyacağı 
Sevgiliden yadigar bir tutam saçı yok koynunda 
Sabah olsun da 
Yine dil(l)ensin Şeyda Bülbül gibi sevgili 




Bekir Kale Ahıskalı 
Mayıs 2010 


//////////////// 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder