15 Nisan 2012 Pazar

Nevşehir-Ürgüp (Gezilerimizden Notları-5)

Nevşehir- Ürgüp

Gideceğimiz mesafe çok uzak değil. Kırıkkale'den yola çıktığımızda yaklaşık üç saatte varacağımız Nevşehir'in Ürgüp ilçesi. Cumartesi sabahı saat on gibi Kırıkkale'den hareket ettik. Eşimle sohbet etmeye çalışa çalışa gidiyorduk. Yaklaşık 100 km sonra Kırşehir'e vardık. Eşimin ilk tepkisi bu nasıl şehir böyle oldu. Zamanı idareli kullanmazsak akşam geriye dönmemiz esnasında stresli olacağımızı düşünüyordum. Ahi Evren Hz.lerinin kabrini ziyaret edebilirdik ama bu düşüncemizi geriye dönüş programımızın arasına erteledik. 
Kırşehir'in çıkışında bir yerde durup Ürgüp'e nasıl gideceğimizi sordum. Anadolumuzun insanı o kadar doğal ki. Aldığım cevap da bir o kadar doğallıkta idi.

-Bu yolu devam et ileriden sağa dön ve karşına nehir çıkıncaya kadar devam et. Zaten tek nehir var. Sola dönersen Kayseri'ye gidersin ama sen devam et. O yol seni oraya götürür.
Eşimle gelecek hayatımızda planladığımız gezip programlarından birini daha gerçekleştiriyorduk. İlkini Şubat tatilinde Aydın-Didim Akbük Kasabası civarına yapmıştık. Bu ikincisi oluyordu. Nevşehir'e yaklaştıkça coğrafyanın etkisini daha sık görmeye başladık. Kartpostallarda  gördüğümüz Peribacaları ve doğal kalıntıların yanı sıra daha önceki medeniyetlerin yaşam biçimlerinden kalan haneler ve meskenlere rastlıyorduk. Nevşehir'i geçtikten sonra gerek kalıntılar gerekse yaşantı itibariyle kalın çizgilere rastlar olduk. İnsanlar üzüm bağlarını buduyorlar, atlarla saban sürüyorlardı.  Derken Ürgüp' e 2-3 km kala insanların arabalarıyla durup resim çekildikleri bir alana rastladık. İlk defa geldiğim bu coğrafyaya nasıl olup da daha önce gelmediğimi kendime bile açıklayamıyordum. Doğal yollarla  olşumuş şekiller daha çok dikkatimizi çekiyor. Ben bu yolculuğun beynimde ve kalbimde bıraktığı tad ve izlerin peşindeyken eşim birçok kadında var olan buradan hatıra birşeyler alalım kısmında yoğunlaşıyor. Oysa biz şairlerin kalbinde ve beyninde olan herşey bırakılabilecek en güzel hatırayken eşim daha somut şeylerin elde edilmesinden yana düşünce belirtiyor. Birkaç hatıra resmi çekilip bir kaç hatıra eşya aldıktan sonra yolumuzu Ürgüp'e kadar uzatacağız.

Benim şahsi düşüncem bu tür yerlerde hayatını kazanan esnaflar daha eğitimli olmalılar yönünde. Yan tarafa resmini koyduğum yazıyı epey zaman anlamca çözmeye çalıştım. Bende Dicle diye bir sürme  çeşidi olabileceği kanaati oluştu. Eşim kendisini tezgahlara o kadar kaptırmış ki çektiğim resimlerden bile habersiz.
Yeniden arabamıza binip Ürgüp'e iniyoruz. Tarihin izleri çok belirgin halde. Her taraf oyuk höyük şekilleriyle dolu. Konak tarzı yapılar her yanı kaplamış. Eşim gözleriyle müptelası olduğu "Yer Gök Aşk" dizisinin çekildiği konağı ararken benim dikkatimi çeken her tarafın Otel, Hotel ve Motellerle kaplı olmasının yanı sıra içinde alkol olmayan bir ticarethaneye rastlamadım diyebileceğim kadar derin içki vurgu ve tabelalarının öne çıkarılmış olmasıdır. Üzümüyler meşhur bir yörenin şaraplarının meşhur olması ilk etapta normal gibi gelse de yine de bu kadar baskın olması en azından bana hoş gelmedi.  Kalıntı ve tarihi binaların tam merkezinde meydanın yanı başında tarihi bir camiye öğlen namazını kılmak için giriyoruz. Tarihi H. Mustafa Ağa Camii... Ürgüp Müftüsü veya Diyanet işleri başkanlığından bir kişinin bu camiye hiç uğramadığını düşünüyorum. Bu kadar yerli ve yabancı turistin geldiği ve oniki ayı turizmle geçen bir ilçenin tarihi bir camisi bu kadar hor kullanılmış ve bu kadar bakımsız olmamalı.

Buradaki konaklara bakınca anlıyoruz ki seyrettiğimiz birçok dizi buradaki konaklarda çekilmiş. Biz de o dizilerin birinin çekildiği konak önünde hatıra resmi çeektiriyoruz. Daha sonra Temenni tepesi diye bir yere tırmanıyoruz. Dar sokaları ve araba giremez yazan sokaklarında çokça atölyeler ve park etmiş arabalar vae. İlçeyi tepeden gören bu tepeden seyrettikçeinsanı rahatlatan bir hava var. Vaktimiz azalıyor. Dönüşte Göreme ve Üçhisarlar'a uğramayı düşünüyoruz. Ürgüp'ten bir bardak çay bile içemeden ayrılıyoruz. Amatör bir turizm ruhuyla hizmet edilen bu tarihi mekan daha aktif, daha canlı ve daha bakımlı tutulabilir.

Bu mekanları gezmeek için birgün yeterli olmuyor.  Eşimle kendimize başka bir zaman yine yeniden gelme sözü vererek buradan ayrılıyoruz.

Bekir Kale Ahıskalı
14  Nisan 2012-Ürgüp
Gezilerimizden Notlar-5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder