9 Nisan 2012 Pazartesi

Sinhare



Sinhare


Sinhare; bir sevdanın düşüdür, bir düşün de sevdası. 
Sinhare; bir çocuğun beşiğidir, bir beşiğin de çocuğu. 

Çocuğun beşiği eskitmesi, beşiğin de çocuğu büyütmesidir.
Böyle büyüttü beni sevdam 


Sinhare; bir ayağın izidir, bir izin de ayağı. 
Ayağın iz bırakması, izin de ayağı göstermesidir. 

Sinhare; bir yüreğin sızısıdır, bir sızının da yüreği. 
Yüreğin sızlaması, sızının yüreklenmesidir. 


Sinhare; bir bedenin arzusudur, bir arzunun da bedeni. 
Bedenler arzuladıkça, arzuların bedenlenmesidir. 


Sinhare; bir kahvenin kokusudur, bir kokunun da kahvesi. 
Piştikçe kokan, koktukça tadan.Tattıkça yudumlanan 


Sinhare; bir ateşin dumanıdır, bir dumanın da ateşi. 
Ateş yaşadıkça duman olur tezer, duman tüttükçe ateş yaşar. 



Sinhare bir bekleyişin meyvesidir, bir meyvenin de bekleyişi.
SabrettikÇe meyvelenen, meyvelendikçe sabredilendir. 


Sinhare bir nesnenin aynaya düşmesidir, aynanın da nesneyi yaşatması.
Nesneler aynalara düştükçe güzelleşir, aynalar nesneleri gösterdikçe keyiflenirler 


Bekir Kale Ahıskalı

Aralık 2010 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder