Sinhare
Sinhare; bir sevdanın düşüdür, bir düşün de sevdası.
Sinhare; bir çocuğun beşiğidir, bir beşiğin de çocuğu.
Çocuğun beşiği eskitmesi, beşiğin de çocuğu büyütmesidir.
Böyle büyüttü beni sevdam
Sinhare; bir ayağın izidir, bir izin de ayağı.
Ayağın iz bırakması, izin de ayağı göstermesidir.
Sinhare; bir yüreğin sızısıdır, bir sızının da yüreği.
Yüreğin sızlaması, sızının yüreklenmesidir.
Sinhare; bir bedenin arzusudur, bir arzunun da bedeni.
Bedenler arzuladıkça, arzuların bedenlenmesidir.
Sinhare; bir kahvenin kokusudur, bir kokunun da kahvesi.
Piştikçe kokan, koktukça tadan.Tattıkça yudumlanan
Sinhare; bir ateşin dumanıdır, bir dumanın da ateşi.
Ateş yaşadıkça duman olur tezer, duman tüttükçe ateş yaşar.
Sinhare bir bekleyişin meyvesidir, bir meyvenin de bekleyişi.
SabrettikÇe meyvelenen, meyvelendikçe sabredilendir.
Sinhare bir nesnenin aynaya düşmesidir, aynanın da nesneyi yaşatması.
Nesneler aynalara düştükçe güzelleşir, aynalar nesneleri gösterdikçe keyiflenirler
Bekir Kale Ahıskalı
Aralık 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder