12 Nisan 2012 Perşembe

Züleyha

Züleyha 


Züleyha en asîl ve en güzel kadınıydı çölün 
Güldüğünü görenler, aşık olurlardı 
Görenler, unuturdu susuzluğunu 
Esmer teni, beline dökülen saçları vardı 
Derin bakışı alır götürürdü insanı 
Akıcı konuşur, doyulmazdı sohbetine 
Züleyha en asîl ve en güzel kadınıydı çölün 


Her çıkışında Nil kenarına 
Baka kalırdı nehrin kenarında olanlar 
Her kadın, O’nun kadar güzel olmayı, 
O’nun kadar soylu olmayı dilerdi. 
O’nu gören erkekler unuturlardı yaptıkları işleri 
Her doğan kıza; ‘’Züleyha kadar güzel ol’’ derlerdi. 
Bir ülkeye hükmeden eşi, bir halkı yöneten zekası vardı 
Züleyha en asîl ve en güzel kadınıydı çölün 


Sonra bir yetim geldi Mısır’a 
İlk geldiğinde dudak büktüler kibirli bedeviler 
Ben büyüteceğim dedi Züleyha 
Yusuf büyüdü, Züleyha güzelleşti 
Derken Sultanları dize getiren aşk çalıverdi kapısını… 
Yıllarca sakladı Züleyha, dumanı saklanmaz oluncaya dek 
Bir gün dayanamayıp, sırrını anlattı cariyelerine 
Gülüştüler hep bir ağızdan… 
Züleyha en asîl ve en güzel kadınıydı çölün 


Yusuf içeri girdi gülümseyerek kapıdan 
Mutfak ta kesilmemiş el kalmamıştı hayranlıktan 
Züleyha’nın kapısını çalan aşk, sırrını âyân etmişti ama 
Züleyha ile yetmiş cariye vardı şimdi, Yusuf’a aşık olan… 
O saraya girdiği gün, Züleyha’nın kalbi gitmişti saraylardan 
Yusuf’ta Sultan alameti, Züleyha da aşkın sefaleti başladı. 
Züleyha en asîl ve en güzel kadınıydı çölün 
Bedevi kızlarının en cilvelisi 
Züleyha; bilinmeyen bir aşkın delisi 


Bekir Kale Ahıskalı
Bir Güzelin Beklediği-1
2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder