17 Nisan 2012 Salı

Söyleyecek sözü olan bir yüreğim var





Söyleyecek sözü olan bir yüreğim var

Merakımın öncülüğünde akıp giden sevdamın peşine düşüp adeta bu şehrin sokaklarına akıyordum. Niyetim neresinden yakalandığımı çok iyi bildiğim bir aşka teslim olmaktı. Şehrin güneşe kapalı düğmelerini bir an önce çözüp sevgiliye sıcak bir gün sunmak için vaktin erkeninde gelmiştim. Geceden kalma serinlik dudaklarımı yalayıp kurutmaya başlamıştı. Hani başka bir şehirde dudaklarını diliyle bu kadar sık ıslatan, nemlendiren insanlar görsem niyet okuyuculuğuna girişecek hiç de narin ve kibar olmayan bu sert iklimin insanlarının karşıdakine mesajlar verdiğini düşünecektim.

Buluşma noktamıza doğru yol alırken aşklara uzak, arzuların kabalığına alışık bu şehirde belli ki nezaketsizlikten kalma durumlardan sebep insanlar henüz uyanmamışlardı. Günün erken saatlerinde sizi bir yere taşıyacak arabaların olmaması yine bu şehrin toplum yapısında sezdiğim başkalarını değil kendisini mutlu etme bencilliğinin yansıması olsa gerek.

Ben yürüdükçe lastikleşip uzayan bir caddeden geçerken kendimi güneşe yürüyerek giden bir adam diye tanımlıyordum. Öyle de oldu. Ben dağın zirvelerinden koşarak inen soğuk havaya inat yanmaya başlamıştım.

O ise aynı caddenin diğer başından o vakur, başının dikliği ile dağları utandıran, ak sütten daha ak alnıyla, topraktan daha mütevaziliği, baharda açan gülleri kıskandıracak güzelliği, tüm iklimleri teninde barındıran mahareti, bir bakışa okyanusu sığdırabilen başarısıyla çıkıp gelecekti.

Beklerken acı çeken yüreğim, heyecandan fazla tepinen kalbim, karnımda tarifi imkansız düğümler atarak yangınlar çıkaran gönlüm… İşte benim bütün varım/yokum bu…

Sevgili!
Çok şükür ki uğruna seven, acı çeken, yanan, söyleyecek sözü olan bir yüreğim var. Ya o da olmasaydı…

Bekir Kale Ahıskalı
İyi ki Olacaksın-8
3 Eylül 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder